Sürgündeki Elazığspor!..

“Elazığ’a Yeni Stadyum yapacağız!” diye 10 senedir halkı oyalayanlar, Atatürk Stadyumu’nu yıkmakta bile kararsızlar?..
“İlk kazma vuruldu!” denilen gün koltukları söküp, önce “Referandum”, ardından “Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri”ni başarıyla atlatanlar, sonra bir kale arkası tribününü yıkarak sözde “kararlı” olduklarına dâir mesaj verdiler topluma!
Neticede; koskoca F. Bahçe Şükrü SARAÇOĞLU Stadyumu üstelik “Şampiyonlar Ligi” Maçları oynanırken tribün tribün yıkılıp yapıldı da, bizim örnek aldığımız aynı yöntem Elazığ’da uygulanamadı?
Eh mâzeret hazır, bahâne de belli…
Efendim, bilmem kaç metre “kaydırılması lâzımmış zeminin”?..
“Sabredin, bekleyin arkadaşlar, ne aceleniz var? Nasıl olsa stadımız yapılacak!..” diyenler, bir hafta daha sabredemediler!
Kesti attılar; “İstanbulspor Maçı’ndan hemen sonra yıkılacak!” diye…
Yüklenici firma yetkilisi, İstanbulsporla Elazığ’da oynadığımız son maçı tarih olarak belirtirken; “Elazığspor’a sâhip çıkacağız!” ifâdeleriyle bir de su serpti milletin yüreğine?..
Netice; Ne İstanbulspor Maçı’ndan sonra stadı yıkabildiler, ne Elazığspor’a sâhip çıkabildiler, bordo-beyazlı kulübü yaşatmak için sezon başından beri ter döken, emek sarfeden gariban futbolcular ile hocalarını Sivas’a sürgün ettiler!
***
1974-1975 Sezonu’nun İlk Yarısı tamamlandığında, 44 sene önce Yeni Atatürk Stadyumu’na taşınan Elazığspor muhteşem bir başarı göstererek tarihindeki “İlk Şampiyonluğu” yaşarken, 2018-2019 Sezonu’nun İlk Yarısı tamamlandığında bu kez Sivas’a taşınan Elazığspor, tırnaklarıyla kazıyarak topladığı 16 puan bir yana, ortada bırakılan bordo-beyazlı kulüpte yaşanan sefillikle ne yazık ki ülke spor medyasına malzeme oldu!
Elazığspor’u geçmişte tüm imkânsızlıklara rağmen başarıya taşıyan kahramanları biliyor ve nasıl minnetle anıyorsak, hiç merâk etmeyin; Elazığspor’u günümüzde nâmerde muhtaç duruma düşürenleri ve memleketin imâjını sarsıp îtibarını yerle bir edenleri de biliyoruz, onları da lâyık oldukları biçimde anacağız!..
***
Dağılıyor, dağıldı, dağılacak diye samimi ve sevdâlı taraftarının uykusunu kaçıran Elazığspor, bu şartlarda çıktığı ilk yarının son maçı öncesinde; Sivas’ta “kara” demeyelim ama “kötü” gün dostu Sivasspor Yönetimi ile Sivasspor Taraftarı’nın desteğiyle mutlu oldu…
Afyon deplasmanında sahaya çıkan 11’den 3 değişiklik yapmıştı Teknik Direktör Orhan KAYNAK…
4’lü Savunma’da; Mehmet YİĞİT ile Emre yerlerini korurken, Ali Fırat’ın yerine sakatlığı geçen Serkan ile sakat olduğu gerekçesiyle Afyon’dan Elazığ’a dönmeyen Orhan’ın yerine ilk kez 11’de forma giyen Idrissa DIARA’yla defansta biri zorunlu 2 değişiklik birden yapmıştı Elazığspor.
Son haftalarda Orhan Hoca’nın “hamle” oyuncusu olarak kullandığı Ahmet ARAS bu kez 11’de ve orta 3’lünün solunda sahaya sürülürken, Kadir TAŞOĞLU da kenara çekilen bir başka isim olmuştu.
Çift önliberoda Kadir BEKMEZCİ ile Moussa BAGAYOKO, forvet arkasında TATOS serbest pozisyonda, sağda Adem ALKAŞİ ve tek santraforda Lamine DIARRA yerlerini koruyan isimlerdi.
Genele bakıldığında; “kazanan takım bozulmaz” deyimine rağmen Elazığspor’da “tecrübeli” isimler tercih edilmiş, beklenen performansı sergileyemediği gibi bireysel hatalarla puan kaybına neden olan gençler de yedeğe çekilmişti!..
***
Önceki haftalara oranla maça daha iyi ve organize başlayan Elazığspor, topla daha fazla oynayan takım olarak oyuna da hâkim oldu…
TATOS’un yönlendirdiği bordo-beyazlı takım ilk yarıda tartışmasız daha üstün olan tarafken; TATOS’un girdiği 2, Kadir ve Lamine DIARRA ile birer olmak üzere sâdece bu bölümde 4 net pozisyon buldu ama, ne yazık ki gole çeviremedi?
Altay’ın ceza alanına girmeden uzaktan yaptığı şut denemeleri dışında ilk yarıda elde ettiği tek gol pozisyonunda; 3’e 1 yakalanan Elazığspor savunmasının hatası bereket versin ucuz atlatıldı ve Soner tehlikeyi önledi…
***
2. Yarı’ya AGANOVIÇ’i alarak başlayan Altay daha atak ve etkili oynarken, golü bulan Elazığspor oldu ve TATOS’un topla buluşturduğu Lamine DIARRA neredeyse yarı saha taşıdığı topu bireysel becerisiyle ağlara gönderince Elazığspor öne geçti…
Altay Teknik Direktörü Dilaver MUTLU yenik duruma düşer düşmez KAPPEL’i sahaya sürerek, geriye yaslanan ve skoru koruma iç güdüsüyle topa hâkim olmayı unutan Elazığspor’u kendi ceza alanına hapsetti ve oyun tek kale maça dönüştü!
Elazığspor Ahmet ARAS’ın sakatlanmasıyla Kadir’i oyuna aldı ama, önceki maçlarda önliberoda daha başarılı olacağını ortaya koyan genç oyuncu sol çizgiye yakın oynayarak takım savunmasına yardımcı olamadığı gibi, sözde sol kanadı savunmak amacıyla yaptığı hareketle de hiç yoktan bir penaltıya sebep oldu?
Rakibe mahkûm oynadığı dakikalarda Altay’ın bir topunun direkten dönmesiyle kalesinde büyük bir tehlike atlatan Elazığspor, ileride top tutamamanın cezasını 2 puan kayıpla ödedi ve penaltıdan yenilen golün ardından Soner’in son dakikalarda yaptığı kurtarışla, “yenemiyorsan, yenilme” felsefesine uygun olarak 1 puanla yetindi!
***
Süleyman ABAY herhâlde “yaş haddinden emekli” olmazsa hakemliği bırakmayacak?
Çaldığı düdüklerle ve istisnâsız her faule verdiği ihtarlarla herkesi kendine güldüren ancak, iki takım oyuncularını da kararlarıyla isyân ettiren Süleyman ABAY, bu ülkede hakemlik müessesesinin düşürüldüğü durumu gösteren bir zavallı konumundaydı?
Sadece Elazığspor’a değil, Altay’a da haksızlık eden Süleyman ABAY, bekçi gibi sık düdük çalıp da nefeslenmese zaten koşamaz ve müsabakayı tamamlayamazdı!
***
Elazığsporlu oyuncular üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıp 16 puan topladılar ve her imkânsızlığa rağmen üst sıralardan kopmadılar…
Onlardan daha fazla çaba sarfeden ve yaşanan bu sefillikte oyuncularını motive ederek sahaya çıkarma başarısını gösteren Teknik Direktör Orhan KAYNAK, maçın ardından yaptığı açıklamada; “Bundan sonrası artık mülkî âmirler, duyarlı işadamları, Elazığlı ve Elazığsporlu’yum diyenlerin sorumluluğunda!” demiş…
Elazığspor’u nâmerde muhtaç duruma düşürenleri ve Elazığ’ın imâjını sarsıp îtibarını yerle bir edenleri tarih yazacak mutlaka; Sürgündeki Elazığspor’u bakalım kimler sâhiplenecekmiş?