Vehbi Coşkun

Kazanmak Zor!..

Vehbi Coşkun

Gaziantepspor’u 10 kişiyle yenen Elazığspor için, rakibin güçsüzlüğünün göz önüne alınması ve elde edilen galibiyetin aldatıcı olmaması gerektiğini vurgulamıştık...
Oysa kazanmış olmanın ayakları yerden kesen rahatlatıcı psikolojisiyle öyle bir hava oluşturuldu ki; Elazığspor’un önündeki tüm engeller yok oldu bir anda?..
Bordo-beyazlı takımın tek sorunu “teknik direktör” konusuymuş gibi lanse edilince, yapılan teknik heyet değişikliğiyle beraber beklentiler arttı her geçen gün ve hedef büyütüldü?
Hele Hüseyin KALPAR’ın teknik direktörlüğe getirilişiyle, Elazığspor hiç düşünülmeden “Şampiyon” ilân edildi!..
                                            ***
Elazığspor için bir “şans” olarak yorumlanan tecrübeli teknik adam Hüseyin KALPAR’ın nereden nereye geldiği düşünüldüğünde; doğrusu o değil, KALPAR hoca için Elazığspor bir büyük şanstı!..
Zirâ Elazığspor ne kadar zor durumda olursa olsun, hangi kategoride bulunursa bulunsun, nasıl bir yönetimle idâre edilirse edilsin, her zaman ve hiç değişmez bir değerde Türk Futbolu’nda 50 Yıllık bir markadır!..
Bu tâlihsiz beyânat, yaşanan iç sorunlardan sonra Hüseyin KALPAR’ı onore etmek amacıyla söylenmiş olsa da çok yanlış ve düşünülmeden sarfedilen bir sözdü, okun yaydan çıkışı misâli dönüşü de yoktu?
Bu iltifat öncesinde Elazığspor’un teklif teveccühüne karşılık; “Oyuncuların büyük bölümüyle çalıştım. Benim oyuncularım” ifâdeleriyle futbolculara yönelik tecrübe mahsülü ılımlı bir yaklaşım sergileyen kurt hoca Hüseyin KALPAR, şampiyon olacağına inandığı için Elazığspor’u tercih ettiğini beyânla Boluspor ile Samsunspor’dan gelen tekliflere rağmen bordo-beyazlı kulübü seçtiğini belirterek, hem yönetime hem de takıma anlamlı mesajlar göndermişti!..
Hüseyin Hoca’nın bu sözlerinin de yaydan çıkan oktan bir farkı yoktu ve geri dönüş mümkün değildi!..
                                        ***
Millî maç arasında takımla çalışma avantajını kullanan tecrübeli hoca KALPAR, Manisa yolculuğundan 2 gün önce antrenmanda yaptığı enteresan açıklamada; “Kazanmak zor, kaybetmek kolay. Kazanmak için çok uğraşmak lazım, oysa bir hata yapar gol yersen kaybedersin!” diyordu?..
Telefinal Spor Programı’nda maçtan 4 gün önce eleştirdiğim bu sözler, bir soru üzerine değil, tecrübeli hocanın takımla bir süre çalışmasından sonra ve Manisa Maçı öncesindeki bakış açısını dile getiren ifâdeler olarak doğrudan bilinçaltını yansıtan îtiraflarıydı!.. 
Îma yollu da olsa kurt hocanın dikkâtimizi çeken bu sözleri, Elazığspor için son bir durum tespitiydi!..
                                          ***
Elazığspor’da kart cezalısı Mehmet YİĞİT olmayınca tandemi Erman-Sezgin ikilisinden oluşturan KALPAR, tek santraforda Ahmet ARAS’ı arkasında da Murat KAYALI’yı tercih etmiş, haklı olarak iskeleti bozmamıştı birden bire...
Maçtan bir gün önce 6 puanı silinen bir rakibe karşı ellerini kollarını sallayarak galip geleceklerini düşünmüş olacaklar ki, sahada gezip dolaşan Elazığsporlu oyunculara karşılık, herşeyini ortaya koyan ve koşup çabalayan Manisaspor, bir avuç taraftarı dışında destek bile bulamamasına rağmen henüz 12. Dakika’da öne geçti ve 25’te farkı 2’ye çıkarıp maçı bitirdi!..
Elazığspor, golü yemeden bir dakika önce Ahmet ARAS’ın gol yapamadığı, SARPONG’a da pas vermeyişi nedeniyle suçlandığı pozisyon dışında ilk yarıda rakip kaleye sokulamadı ama hiç kimse SARPONG’un önceki maçlarda bulduğu ve hiçbirini değerlendiremediği nice benzer pozisyonlar olduğunu hatırlamadı?..
Onur ile Erman’ın arasında topu kontrol eden, bir de dönüp araya pas veren PEROVIC, ilk golün asistini yaparken 2. Gol’de de geriden hareketlenip eşleştiği Ahmet ARAS’ı ekarte ettikten sonra attığı kafa golüyle maça damgasını vurdu...
                                                ***
Bu maça kadar kenarda unutulan ve oynatılmadığı için maç kondisyonu en zayıf futbolcu olan Murat KAYALI’yı Mertan’la değişen Hüseyin hoca kolay olanı yaptı ama, 2. Yarı’da maçı çevirebilecek hamleleri yapamadı?
PEROVIC’in ön direğe hareketlenip İsmail Haktan’ın pasına dokunduğu, Soner’in çeldiği ve direkten dönen top, daha sonra yine İsmail Haktan’ın hazırladığı PEROVIC’in üst direkten dönen vuruşları gol olsa Elazığspor sözde kazanmaya gittiği bir maçta hezimete uğrayacaktı! 
Bereket versin ki önce rakip oyuncu Bıllal SEBAIHI kırmızı kart gördü ve rakip 10 kişi kaldı, sonra da kuşkusuz sahanın en iyi oyuncusu PEROVIC’ı oyundan alan Fatih TEKKE yeterli gördüğü 2-0’lık skoru korumayı amaçladı...
Yıldız oyuncusu İsmail Haktan ODABAŞI’nın protesto edildiği bir maçta yetmezmiş gibi 65. Dakika’da da 10 kişi kalan Manisaspor’a karşı 4’lü savunmayı bozmayan, çift ön liberodan da vazgeçmeyen tecrübeli hocamız, sahada gezinen ve hiçbir mücâdeleye girmeyen SARPONG’u çıkarıp Berk’i, 4 dakika sonra da Ahmet ARAS’ı çıkarıp MARANHAO’yu oyuna almakla yetindi?
Aynı mevkîden bir adamı çıkarıp yerine ötekini alan, 10 kişi kalan rakip karşısında aynı diziliş ve stratejiyle devam eden Hüseyin hocaya, maç göz göre göre giderken kenar yönetimdeki bu pasiflik hiç yakışmadı?
                                             ***
Bir maçta ne yapabilir ki bir teknik adam? Sorusu akıllara gelebilir tabii...
Mesela kolay gol yiyen bir Elazığspor’un bu zaafını bir maçta gidermesini bekleyemeyiz Hüseyin hocanın...
Ama; konsantrasyon eksiğini neden gideremedi bunca tecrübeye rağmen ve zihinsel olarak neden hazırlayamadı takımı bu maça diye sorarız elbette?
Rakibin kazanma arzusuna rağmen, Elazığspor’un isteksizliğinin ve zoraki oynama sorununun nedenini sorabiliriz?
10 kişi karşısında tempo artıramamanın sebebini öğrenmek isteyebiliriz? 
Koşmaktan ziyâde topu kullanmanın önemli olduğunu ve Manisaspor’un topu kullandığı ve kazanmayı istediği için kazandığını da belirtmek isteriz!..
Ne demişti kurt hoca Hüseyin KALPAR?
“Kazanmak zor, kaybetmek kolay. Kazanmak için çok uğraşmak lâzım, oysa bir hata yapar gol yersen kaybedersin?..”
Şimdi niye kaybetti Elazığspor anladınız mı?
Maçtan sonra; “Çok basit 2 gol yedik?” diyen tecrübeli hocamız demek ki zoru değil kolay olanı seçti!..

Yazarın Diğer Yazıları