Vehbi Coşkun

Felaket Tellalları Sustu!

Vehbi Coşkun

Bir hafta önce Ankaragücü karşısında ortaya koyduğu futbol ve “pozîtif” oyun anlayışıyla gelecek adına bizleri umutlandıran Elazığspor’un, Denizlispor önünde benzer özellikleri sergileyip sergileyemeyeceği merâk konusuydu maç öncesinde?..
Ara transferde gerçekleştirilen takviyelerle artık “alternatifli” bir kadroya sâhip olan Elazığspor’da Teknik Direktör Hüseyin KALPAR’ın oyuncu tercihleri de farklılaşmıştı…
Kaleci Soner’in sakatlanmasıyla kaleyi devralan Ahmet Sabri’nin yanı sıra, cezalı Emre’nin yerine defansın solunda Canberk, sağında Orhan, tandemin 2’lisinde de Murat AKÇA ile Sezgin forma giyince savunmanın % 75’i değişmişti ister istemez…
Çift önliberoda Elmar’ın yanına Alpaslan’ı yerleştiren Hüseyin Hoca, göreve başladıktan sonra sürekli tercih ettiği Kadir’i yedek soyundurmuştu bu kez.
Orta 3’lüde sağda Tom, ortada TATOS forma giyerken, “golcü” eksiğini gidermek amacıyla transfer edilen HORA’nın sol kanatta görevlendirilmesi bu oyuncunun performansındaki düşüş ve 2. Yarı’da oyundan çıkarılışıyla Hüseyin KALPAR’ın “yanlış” bir tercihi olarak tescîllenmiş oldu!
HORA’nın sol kanada mahkûm edilmesi ne kadar yanlışsa, DIARRA’nın tek santrafor olarak sahaya sürülmesinde ısrar etmek o oranda doğruydu elbette…
***
Küme düşmemek için çaba gösteren ve transfer yasağını kaldıran Denizlispor, Elazığspor’un eski kaptan futbolcusu Antrenör Bülent ERTUĞRUL’un yönetiminde sahaya çıkarken, genç teknik adam; yeni transferler İsmail Haktan ODABAŞI ile Mehmet AKYÜZ’ü yedek soyundurmakla kozlarını maçın gidişâtına göre kullanmak niyetinde olduğunu göstermişti…
Elazığ Deplasmanı’na gelinceye kadar dış sahada galibiyeti bulunmayan Denizlispor, 9 müsabakadan 3 beraberlik çıkarmış geriye kalan 6 karşılaşmayı kaybederek başarısız bir bilanço koymuştu ortaya.
Yeni transferlerle birlikte artan beklentilere ek olarak Ankaragücü deplasmanından alınan puan ve ortaya konulan futboldan da etkilenen bordo-beyazlı taraftarların maça rağbet göstermeleri, ayrıca tribünlerde yaşadıkları coşku Elazığspor’un daha önce mâruz kaldığı iç saha baskısının aksine sâhip olduğu en büyük avantajdı!..
Böylesine olumlu şartlarda maça başlayan Elazığspor, tıpkı Ankaragücü karşısında yaptığı gibi topa hâkim olup bol ve ayağa isâbetli paslarla oyunun kontrolünü ele geçirirken, ataklarını rakip ceza alanına taşıyamadığı ve pozisyona dönüştüremediği için gol yollarında çok etkisiz kaldı ilk yarı boyunca?..
Koskoca ilk 45 dakikada TATOS’un kullandığı ve Kaleci Asil Kaan’ın yumruklayarak uzaklaştırdığı bir frikik ile ilk yarının son dakikasında HORA’nın ceza alanı yayı sol çaprazından attığı ve kalecide kalan bir şutu dışında tek gol pozisyonu üretemeyen Elazığspor, bu bölümde hücum varyasyonlarında çok etkisiz kalırken hayâl kırıklığı oluşturdu doğrusu? 
Oysa ilk yarıda Denizlispor 10’ar dakika arayla yaptığı atak girişimlerinden elde ettiği 3 fırsatı gole çeviremezken, biri Sezgin’in çifte hatasından kaynaklanan öteki 2’si de yan top zaafımızdan oluşan tehlikeleri âdeta izleyen savunmamızın adam ve alan markajındaki eksiklerini gidermesi gerektiği bilinmeli, alınan galibiyetin etkisiyle bu hatalar gözardı edilmemeli!..
***
İlk Yarı’da etkisiz olan, büyük ihtimâlle de sol çizgiye mahkûm edildiği için isteksizliğiyle kaybolan HORA’nın 2. Yarı’ya başlarken oyundan alınması ve yerine Halil İbrahim’in sahaya sürülmesi doğru gibi gözükse de, Hüseyin Hoca’nın maçı kazanmak için bir hamlesi olmaktan ziyâde baştan yaptığı bir yanlıştan dönüşüydü?
Elbette “zararın neresinden dönülse kârdır” misâli, Elazığspor 2. Yarı’da sol kanadın da çalışmasıyla ofansîf olarak çok daha etkiliydi ve final pasları ile son vuruşlarda biraz becerikli olunsa Denizlispor Elazığ’da tarihî bir hezimete uğrardı!
Yalnız golsüz eşitlik devam ederken Patrick’in kale alanı çizgisinde yapacağı vuruşu mükemmel bir hamleyle önleyen Murat AKÇA’nın, ilk yarıda Sezgin’in çifte hatasından oluşan pozisyonla birlikte 2 mutlak golü kurtardığını, ama Mehmet AKYÜZ’ün iyi vuramadığı bir pozisyona da ayağından kaçırdığı topla ortam hazırladığını unutmamak gerek!
2. Yarı’da topa fazla hâkim olamayan ve pas yapamayan Elazığspor, özellikle Elmar başta olmak üzere topu rakip yarı alana taşıyan ve orta alanı diklemesine çabuk geçen TATOS, Tom, Halil İbrahim, Orhan ve Canberk gibi futbolcularının biraz da “bireysel” becerileri sonucu umulmadık çoklukta net gol pozisyonları buldu, ancak bitirici vuruş eksiği nedeniyle bir türlü farkı 2’ye çıkarıp rahatlayamadı?
Rakip teknik adam Bülent ERTUĞRUL yeni transferler İsmail Haktan ODABAŞI ile Mehmet AKYÜZ’ü oyuna sürerken, 70. Dakika’da 3 oyuncu değişikliği hakkını kullanarak riske girmekte cesur ve haklıydı!
Oysa Hüseyin KALPAR yine heyecana kapılıp oyunu seyre daldı ve Orhan’ı kenara işâret ettiği için oyundan çıkarıp yerine Adem’i, 88. Dakika’da da formalite değişikliğiyle TATOS’un yerine Mertan’ı oyuna aldı?..
Hakem Onur KARABAŞ tahmin ettiğimiz gibi gördüğünü çalmakla standart kararlar vermeye çalıştı ve öngörümüzde bizi yanıltmadı!..
***
Müsabaka sonunda haklı olarak tribünlere koşan ve galibiyetin mutluluğunu taraftarıyla paylaşan bordo-beyazlılar, son 2 maçta ilk yarılarda yaptıkları gibi topa ve oyuna sâhip olma stratejisini 90 dakikaya yaymalı, galip durumda oldukları dakikalarda da ayağa isâbetli paslarla rakibin topu kullanmasına izin vermeyerek oyunun kontrolünü elinde bulundurmalıdırlar…
Eksiklerimiz ve hatalarımızın gözardı edilmemesi şartıyla; Elazığspor’un dün elde ettiği galibiyetle birlikte son 3 maçta topladığı 7 puan çok önemli…
Bordo-beyazlı takım üst üste 2 iç saha maçını kazanırken taraftarıyla kopan bağını yeniden kurdu, sportîf başarısızlıktan medet uman felâket tellâlları da elde edilen galibiyetle mecburen sustu!

Yazarın Diğer Yazıları