Vehbi Coşkun

ÇAĞLAR Maç'ın Adamı İse?..

Vehbi Coşkun

Samsunspor’u mağlup eden ve küme düşmeme mücâdelesinde riski azaltan Elazığspor, çok rahat bir müsabakaya çıktı Denizli’de...

Bir alt sırada bulunan Denizlispor da en az 1 puan gerisinde yer aldığı Elazığspor kadar rahattı ev sahibi olduğu maça çıkarken.

Deplasmanda TFF 1. Lig’in en başarılı 2. Takımı olduğu hâlde iç sahada tam tersine bir tabloyla en başarısız 3 takım arasında yer alan Denizlispor’a, “kendi sahasında” desek de “seyircisi” önünde diyemiyoruz zirâ tribünler bir avuç öğrenci dışında tamamen boştu!..

Nispeten rahat 2 takım arasında ve 30 derece sıcakta oynanan bir maçta çok yüksek tempo beklenmese de, rahat hareket edecek olan futbolculardan pozitif futbol sergilemeleri umulurdu en azından?..

TRAORE’nin kart cezalısı olduğu maçta Teknik Direktör Bayram BEKTAŞ’ın oyuncu tercihi merâk edilse de; hocanın forma dağılımında âdil olmaktan ziyâde sempâti duyduğu isimlerden yana tavır takındığını bilenler şans tanınacak oyuncuları da aşağı yukarı tahmin edebiliyorlardı!..

***
Dizilişte haklı olarak 4-1-4-1’den vazgeçmeyen Bayram hoca, maç öncesi ısınmada sakatlanan Onur’un yerine Murat KALKAN’ı, son haftalarda bitkin bir görüntü veren ve düşüşte olan Youssef’in yerine de Berk’i görevlendirirken doğru tercihte bulunmuş, ancak TRAORE’nin yerine zorunlu seçiminde Mesut’a forma verirken aynı isâbeti gösterememişti?

Mesut tercihinin yanlışlığını vurgulamamız; bizim bu isme olan karşıtlığımızdan değil DIARRA ile birlikte orta 4’lünün ortasında görevlendirilen bu 2’linin topla buluştuktan sonra ofansîf katkı sağlamış olsalar da takım savunmasına zerre-i miskâl bir katkılarının olmayışından hareketle vardığımız somut sonuçtur!

TRAORE ile Youssef’in Malatya Maçı’ndan sonra kendilerine gelemeyişleri gibi CAJIC’in forma giydiği ilk 2 müsabakanın ardından düşüşe geçişi ve herkesin beğenisini kazanan KEHINDE’nin son 2 maçta beklenen performansından uzaklaşması, Berk ile Murat KAYALI’nın Ogün TEMİZKANOĞLU döneminde yakaladıkları form düzeyinin yarısına bile ulaşamayışlarına sebep nedir, sorusunu cevaplayabilir misiniz? 

Evet bu soruyu kendime soruyor ve cevabını veriyorum ben; Elazığspor’da bugün âdil bir forma savaşının yaşanmaması mevcut oyuncu kadrosundan gerek takım, gerekse bireysel anlamda verim alınmasını engelleyen en önemli faktör olarak gözüküyor!.. 

Zirâ; forma giyecekler, oyuna sonradan girecekler ve ne kadar çalışırsa çalışsın ancak uzatma dakikalarında şans bulabileceklerin belli olduğu bir takımda, teknik heyete güven de kalmaz, yeri garanti olan isimler dışında takım ruhu da oluşmaz!

*** 
Rahat ortamda ve düşük tempoda oynanan karşılaşmada birbirini rahatsız etmeye hiç niyeti olmayan 2 takım da bu nedenle ne alan daralttı, ne de pres yaptı rakibine!..

Evinde gelene gidene yenilen ve iç sahada kalesinde en fazla gol gören 2. Takım olan Denizlispor’a karşı gol atmasını ve bir deplasman galibiyeti daha elde etmesini umduğumuz Elazığspor, “ununu elemiş, eleğini duvara asmış!” deyimine uygun bir görünümde sahada dolaşırken, belli ki bu sezon çok sık yaşandığı gibi konsantrasyon sağlayamamıştı maça yine? 

Denizlispor’u yönlendiren Ziya ile Leandro KAPPEL’in ağırlıklarını koydukları maç rakibin bol miktarda gol pozisyonu ürettiği bir ortama dönüşürken, rakip girdiği net gol pozisyonlarını değerlendirebilse, Elazığspor en az 5 gol yer ve sezonun en farklı yenilgisine uğrardı deplasmanda...

Bordo-beyazlı temsilcimiz, İlk Yarı’da DIARRA’nın ayak seviyesindeki bir topa uçarak vurduğu kafayı kalecinin 2 hamlede başarıyla kurtardığı, ayrıca yine DIARRA’nın ceza alanına al da at dercesine gönderdiği ama önü kapalı olan Berk’in topu görememesi dolayısıyla dokunamadığı 2 net pozisyon dışında “mutlak gol pozisyonu” denilebilecek tehlike oluşturamadı?

Oysa Denizlispor’un özellikle 2 Yarı’da kurduğu baskı sonucu girilen bariz gol pozisyonlarında Kalecimiz Çağlar’ın yaptığı kurtarış sayısı tam 8 oldu?..

Her ne kadar Denizlispor’u sürükleyen ve oyunun rakip takım lehine gelişmesine etki eden isimler olsa da Kaleci Çağlar, önce Elazığspor’u hezimete uğramaktan kurtaran isim, sonra da sahanın en iyisi yani “Maçın Adamı” oldu!..

***
Yukarıda belirttiğimiz gibi İlk Yarı’da hiç değilse netlik bakımından eşit gözüken pozisyonlar, 2. Yarı’ya baskılı başlayan rakibin; 52, 56, 57 ve 62. Dakikalar’da yani toplam 10 dakikalık sürede girdiği ama Çağlar’ın engellediği 4 mutlak gol pozisyonuyla Denizlispor lehine bozulurken, Elazığspor’un baskı altında kaldığı ve bunaldığı anlarda Bayram hoca her zamanki gibi yine oyunu seyre daldı ve oyuna ne diziliş, ne oyuncu değişikliği ne de taktik açıdan herhangi bir müdahâlede bulunamadı?

Enteresandır, 62’den 80’e kadar yaklaşık 20 dakikalık bir süre her 2 kalede de herhangi bir tehlikenin yaşanmadığı müsabakada 80’den sonra, ayrıca 4 uzatma dakikasında yine rakibin bulduğu ama Kalecimiz Çağlar’ın başarıyla önlediği 4 mutlak gol pozisyonu yaşanırken, etkisiz Elazığspor bu bölümde Hakan’ın çalım sevdasından şut atamadığı bir pozisyon ile yine Hakan’ın ortasında KEHINDE’nin zayıf kafa vuruşu olmak üzere 2 cılız tehlike üretebildi?

***
Hiç değilse kuvvetli olan ve direnç gösteren Berk’i çıkararak yerine bitik görünen Youssef’i alan, 2. Yarı’da Mersin’de olduğu gibi sahada görünmeyen 2 oyuncudan DIARRA’yı 82. Dakika’da CAJIC’le, Mesut’u da alay eder gibi 90+2’de Murat KAYALI’yla değiştiren Bayram BEKTAŞ, ne yazık ki maçın ardından yaptığı analizde de biz başka bir müsabakayı izlemişiz gibi; çok net gol pozisyonlarına girdiklerini ama değerlendiremediklerini, maçın son dakikasında bir gol yiyerek mağlup da olabilecekleri bir maçtan elde ettikleri 1 puandan da mutlu olduğunu ifâde edebilmiştir?..

Oysa Ali TANDOĞAN’dan sonra Denizlispor’u çalıştıran Kenan ATİK, Kaleci Çağlar’ı kutlayarak rakip kaleciyi geçemediklerini anlatıp doğru tespitte bulunmuştur!..

“3 T yöntemi” doğru tespit, doğru teşhis ve doğru tedavi demektir...

Sayın Bayram BEKTAŞ’ın her maçın ardından yaptığı açıklamalardan çıkardığımız sonuç; yanlış tespit dolayısıyla, yanlış teşhise ve yanlış tedaviye yol açıyor!..

Çağlar; “Maç’ın Adamı” ise havanın sıcak oluşundan dert yanan Bayram hoca bize ne anlatıyor?

Yazarın Diğer Yazıları