Av. Banu Temoçin

Ceza Hukukunda Tanıklık

Av. Banu Temoçin

Her an Tanık olabilirsin…

Tanıklık herkesin her an yapmak durumunda kalabileceği ve kişinin çekinmemesi gereken toplumsal bir ödevidir. Tanık, kendisine karşı yürütülmeyen bir ceza yargısında, olay hakkında beş duyusu ile edindiği algılamaları ifade eden kimsedir.

Tanık ispat konusu olayı beş duyusuyla algılamış olabileceği gibi olay mahalline olaydan sonra gelmiş veya başka şahıslardan olayı duymuş da olabilir, bu kişilere dolaylı tanık veya tanığın tanığı denilmektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu madde 43 de belirtildiği gibi tanık dinlemeye yetkili olan makamlar Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkemelerdir. 

Kişilerin tanıklık yapmaları suçun aydınlatılması bakımından toplumun menfaati gereğidir, Türk yargısına bağlı olmamızın sonucu olarak bir mahkeme veya cumhuriyet savcısı tarafından hukuka uygun bir şekilde yapılan davet üzerine adli makamlar önüne gelme zorunluluğumuz vardır.

Ceza Muhakemesi Kanunu md. 43 ve 44 de tanıklığa çağrı şekli belirtilmiştir. Buna göre tanıklar Cumhuriyet Savcısı, mahkeme (hakim) tarafından çağrı kağıdıyla çağrılır ve bu çağrı kağıdında mazeretsiz gelinmediği takdirde tanıkların zorla getirilecekleri belirtilir. Çağrı kağıdı gönderen makam, tanıklar mazeretsiz gelmedikleri takdirde tanıkların zorla getirilmesine karar verir. Çağrı, telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlar ile de yapılabilir ancak bu halde çağrı kağıdındaki sonuçlar burada uygulanmaz yani tanıkların zorla getirilmesine karar verilemez.

Soruşturma evresinde tutuklu işlerde, savcı tarafından çağrı usulüne uyulmama sebebi belirtilerek, davet usulüne uyulmadan zorla getirme kararı verilebilir.
Kovuşturma evresinde ise mahkeme, hemen dinlenmesi gerekli görülen tanıkları çağrı kağıdıyla davet edilmeksizin, belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir. 

CMK m. 54 de belirtildiği gibi tanıklar, tanıklıktan önce ayrı ayrı yemin ederler ve 55. Madde hükmünce tanığa verdirilecek yemin tanıklıktan önce ‘ Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim ‘ biçiminde olur. Yemin edilirken herkes ayağa kalkar. Kanunda belirtildiği şekilde eğer gerekirse yemin tanıklıktan sonraya bırakılabilir.

CMK md. 50 uyarınca bu kimseler yeminsiz dinlenir; 1.Dinlenme sırasında 15 yaşını doldurmamış olanlar, 2.Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar, 3.Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar.

CMK md. 236/1 tanık olarak dinlenmeleri halinde mağdurları da, bu kapsama sokabiliriz.

Anayasal bir hak olan ve bizim için çok önemli olan bir hususta Anayasa md. 38 de belirtildiği şekilde; Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Yani kişi kanunda sayılan yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme hakkına sahiptir.

CMK md. 45 te açıkça tanıklıktan çekinilebilecek yakınlar belirtilmiştir, bu kişiler; 1.Şüpheli ve sanığın nişanlısı, 2.Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi, 3.Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, 4.Şüpheli veya sanığın, üçüncü derece dahil, kan veya ikinci derece dahil, kayın hısımları, 5.Şüpheli veya sanıkla aralarında evlatlık bağı bulunanlar, şeklinde sayılmıştır.

Aynı maddenin devamında CMK md.45/3 de; Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler, böylece tanıklıktan çekinme hakkını öğrenme konusu da açık ve net olarak kanunda belirtilmiştir.

Tanık isteyerek veya zorla dinleneceği makamın önünde tanıklık yapacağı konuda bildiklerini doğru olarak anlatmak mecburiyetindedir. Türk Ceza Kanunu md. 272 de belirtildiği üzere; Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapmak suçtur ve aynı maddede belirtildiği ölçülerde hapis cezası verilir.

CMK md 52/1 de belirtildiği gibi; Her tanık ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir. Aynı madde CMK md 52/3 de önemli bir noktaya değinilmiştir; Tanıkların dinlenmesi sırasında görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak mağdur çocuklar ile duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin, tanıklığında bu kayıt zorunludur.

Tanığa verilecek tazminat ve giderler başlığı altında CMK md 61 de; Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hakim tarafından çağrılan tanığa, her yıl Adalet Bakanlığınca hazırlanan tarifeye göre kaybettiği zaman ile orantılı bir tazminat verilir. Tanık hazır olmak için seyahat etmek zorunda kalmışsa, yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki ikamet ve beslenme giderleri de karşılanır, şeklinde tazminat ve giderler konusuna açıklık getirilmiştir.

Tanıklık yapmak, Türk yargısına tabi olmanın bir sonucu ve suçun aydınlatılması bakımından toplumun menfaati içindir. Gerektiği takdirde bu toplumsal ödevi, kanunlara uygun bir şekilde yerine getirmeliyiz.
 

Yorumlar 5
Havin 09 Aralık 2020 15:08

Kaleminize sağlık.... Devamını bekleriz

Atakan 08 Aralık 2020 20:37

Kaleminize sağlık avukat hanım. milletçe böyle hukuki bilgilere son derece ihtiyacımız var. Devamını dört gözle bekliyoruz.

yasemin sucu 07 Aralık 2020 15:29

çok aydınlatıcı bir yazı olmuş ellerinize sağlık avukat hanım devamını bekliyoruz.

Faruk 07 Aralık 2020 10:49

Ultra muazzam bi yazı devamını bekliyoruz ????????????

Selin 06 Aralık 2020 23:12

Çok güzel yazmışsınız avukat hanım ellerinize sağlık

Yazarın Diğer Yazıları