Hemşehrimiz Yaycı'dan Montrö Sözleşmesiyle ilgili çarpıcı açıklamalar

Elazığlı hemşehrimiz Müstafi Tümamiral, Doç. Dr. Cihat Yaycı, Rusya- Ukrayna gerilimi ile yeniden gündeme gelen Montrö Sözleşmesiyle ilgili çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Yaycı, boğazdan geçen gemilerle ilgili oluşturulmak istenen algılara dikkat çekti.

Hemşehrimiz Yaycı'dan Montrö Sözleşmesiyle ilgili çarpıcı açıklamalar

Habertürk TV'de canlı yayına katılan İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Görevlisi hemşehrimiz Müstafi Tümamiral, Doç. Dr. Cihat Yaycı, Rusya- Ukrayna gerilimi ile yeniden gündeme gelen Montrö Sözleşmesiyle ilgili çarpıcı değerlendirmeler yaptı.

Yaycı, Montrö için "Boğazlar kilidi" ve "Boğazların Tapusu" tabirlerine karşı çıktı ve, Türkiye'nin Montrö sözleşmesi ile sahip olduğu yetkiler ile birlikte Montrö sözleşmesine imza atan ülkeler ve bu ülkeler dışındaki ülkelerin boğazdan geçecek savaş gemilerine yönelik yanlış bilinenlere dikkat çekti. 

"MONTRÖ, 2. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ ALMANLARA KARŞI ALINACAK BİR ÖNLEM OLARAK GÜNDEME GELDİ"

Montrö'ye gereğinden fazla önem yüklenmemesi gerektiğini ve Lozan'la eşit kılınamayacağına dikkat çeken Yaycı "Orada  Atatürk'ün bir diplomatik dehası ve öngörüsü vardır. 1923'te Lozan'a ek olarak imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nde Boğazlar'dan geçiş Boğazlar Komisyonu'nun inisiyatifindeydi. Boğazın her iki tarafında 20 kilometre boyunda askerden arındırılmış alan vardı. 2. Dünya savaşı öncesinde Atatürk boğazların Almanya'ya karşı korunması meselesini gündeme getirmiş ve boğazların korunmasını Türkiye'nin üzerine alması konusunda gösterdiği diplomatik deha ile Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Komisyon'un görevi ve yetkileri Türkiye'ye gelmiştir. Bununla birlikte askerimiz ilk defa boğazlar bölgesine girmiştir. Bu nedenle bana göre Fatih Sultan Mehmet Han'dan sonra Atatürk İstanbul'un 2. Fatihi'dir." dedi.

"MONTRÖ'NÜN KALKMASINI HİÇBİRİ İSTEMEZ ÇÜNKÜ NE OLACAĞINI BİLİYORLAR"

Montrö'nün feshi ile ilgili taraf ülkelerden hiçbirinin talepte bulunmadığını Marmara'nın iç deniz olması dolayısı ile buna yanaşmadıklarını söyleyen Yaycı " Montrö'nün kalktığı andan itibaren iç su rejimi uygulanır ve Türkiye'nin tüm devletlere gelip benimle tek tek anlaşın deme ve istediği fiyatı belirleme hakkı doğacaktır." dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü "Buna rağmen Montrö'yü hiç kaşımayalım ve kurcalamayalım. Çünkü bu savaşta bile Montrö'nün önemi bir kez daha ortaya çıktı. Kimse bizi sıkıştıramıyor. ABD'ye de Rusya'ya da diğer ülkelere de Montrö'deki imzaları hatırlatıyoruz." 

"BOĞAZDAN GEÇECEK GEMİ İÇİN 15 GÜN ÖNCEDEN BİLDİRİM YAPILIR VE O BİLDİRİM ONAY İÇİN TARAF ÜLKELERE DAĞITILIR"

Montrö Sözleşmesi'ndeki imzacıların aslında batı devletleri olduğunu söyleyen Yaycı "Batı'nın dışında bir tek Rusya ve Türkiye var. Bu iki ülkenin dışındaki Gürcistan, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan; Yunanistan, İtalya, Fransa, İngiltere gibi  ülkeler ABD'nin hegemonyasındaki devletler." dedi. Yaycı sözlerini şöyle sürdürdü  "Marmara denizine bir gemi ışınlansa dahi, Karadeniz'e  geçecekse mutlaka Montrö'ye uymak zorunda. Karadeniz'e geçecek olan gemiler, 15 gün, çok acil durumlarda 3 gün önce Türkiye'ye bildirim yapmak mecburiyeti var.  15 gün önce ilgili büyükelçilik tarafından geminin Karadeniz'e geçişi ve Karadeniz'den çıkış tarihleri Türkiye'ye bildirim yapılıyor. Türkiye de bu bildirimi alıp imzacı devletlerin büyükelçiliklerine dağıtıyor. İtirazları olup olmadığını soruyor. Eğer ses çıkmazsa bunu herkes onaylıyor demektir. Bazen "Amerikan veya Rus gemisi nasıl geçti, Türkiye bunu nasıl geçirdi diye tartışmalar yaşanıyor ve kamuoyunda böyle algı oluşturuluyor. Oysa ABD gemisi geçerken o bildirim Rusya'ya da veriliyor. Rusya itiraz ederse o gemi zaten geçemez. " dedi.

Cihat Yaycı, Rusya'da ateşelik görevi yaptığı sırada ABD gemisiyle ilgili kendisine yapılan tonaj itirazı başvurusuna karşı gösterdiği tavrı ise ilginç ifadelerle dile getirdi.