Av. Dr. İrfan Sönmez

Adalet Gecikir Ama Asla Şaşmaz

Av. Dr. İrfan Sönmez

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimiz tarihten beri ülke hemen her alanda irtifa kaybediyor.

Siyaset artık milli menfaatler üzerinden değil, bir kişinin ihtirasları üzerinden şekilleniyor.

Ekonomi berbat durumda, düzeleceğine dair ufukta bir belirti yok. Yargı adalete değil iktidara hizmet ediyor. Kimse yarınından emin değil. Yalan, iftira, kumpas politik mücadelenin bir parçası haline geldi. Muhalefet, itlaf edilmesi gereken düşman gibi görülüyor. Bu da ona karşı her kötülüğü, zulmü meşrulaştırıyor.

Zanlı bizdense korunuyor, bizden değilse masum bile olsa ateşe atılıyor. İktidara yönelik her türlü eleştiri düşmanca karşılanıyor.

Milletin devleti gitti yerini bir kişinin devleti aldı. Kötü yönetimin bütün maliyeti millete yükleniyor. İktidarların görevi adalet ve halkın refahını sağlamaktır. İkisini de kaybettik, âmâ bunca olumsuzluğa rağmen iktidar hala ayakta.

Bunun birkaç sebebi var: en önemlisi sahip olduğu medya gücü. Bu güç sayesinde her türlü çarpıtmayı, illüzyonu yapabiliyor.

Tek taraflı propaganda gerçekle yalan arasındaki farkı bulanıklaştırarak iyi ile kötüyü tefrik etmeyi zorlaştırıyor.

Bu tiyatroda medyanın görevi hakikati perdelemek. Bunu da başarıyla yapıyor.

Buna bir de - din sosu- eklenince parti değiştirmek - din değiştirmek- gibi algılandığından iktidarın arkasındaki desteğin erimesi de zorlaşıyor.

iktidarı cesaretlendiren de bu; hangi yanlışı yaparsak yapalım arkamızda kayıtsız şartsız destekçi bir kitle var diye düşünüyorlar. Bu da siyaset tarzlarını değiştirmelerini engelliyor.

Bu imaj olmasaydı bugün çok farklı bir gündemi konuşuyor olabilirdik.

Adında milliyetçilik olan bir partinin lideri on binlerce insanın katilini - kurucu önder- olarak selamlıyor. ‘Terörsüz Türkiye’

aldatmacasıyla -kişiye özel- anayasa yapmanın yolları aranıyor.

Halkın ne düşündüğü, terörden canı yananların ne hissettiği kimsenin umurunda değil. Çünkü artık iktidar partileri ile seçmen tabanları arasındaki ilişki -ideallerin- buluşmasından ziyade, çıkarların örtüşmesinden kaynaklanıyor. İnsanlar, kişisel beklentilerine cevap verebileceğini umdukları müddetçe partilerinin yanlış politikalarına destek olmakta beis görmüyorlar.

Yeni ayrıştırma süreci ile ilgili yalanlar ortaya çıkmasına rağmen hala -sürecin-bazı çevreler tarafından desteklenmesi bundan.

PKK’nın hangi silahları bırakacağını kimse bilmiyor. ABD’nin YPG’ye 5 bin TIR silah gönderdiğini gazeteler yazdı. Mesela bu silahlar teslim edilecek mi? Yoksa miadını doldurmuş birkaç bin kalaşnikof ve hafif silahla geçiştirilecek miyiz? Bu silahlar YPG’nin elinde kaldıkça bir silah bırakmadan söz edilemeyeceği aşikâr.

Adaletsizlik, kötü yönetimden sonra şimdi de ülkenin toprak bütünlüğü tehdit altında.

DEM parti her gün çıtayı biraz daha yükseltiyor, DEM partili Ceylan Akça: “Bizim topraklarımız üzerine baraj kurup sonra o barajlardan elde ettiğiniz elektriği bize fahiş fiyatlarla satmak sizin hakkınız değildir” diyerek vatan toprağının bir kısmı bizim bir kısmı sizin diye ayırdı. AKP ve MHP milletvekilleri bu ihanet sözlerini mel mel dinlediler.

Terörsüz Türkiye’nin bedeli ülkeyi bizim ve sizin diyerek bölmek midir?

Bu sözlere tepkisiz kalan meclis de iktidar da meşruiyetini ve milleti temsil yetkisini kaybetmiştir. Dünyanın hangi devleti meclisinde şu toprak bizim bu toprak sizin hitabına müsaade eder? Buna izin vermek suç ortaklığıdır ve unutulmamalıdır ki, adalet gecikir ama asla şaşmaz! Bekleyin, görün…

Yazarın Diğer Yazıları