Oğuzhan Demir: İmarın çivisi çıktı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Oğuzhan Demir, Elazığ'ın eskiden umut ve iş kapısı olarak görünen bir il olduğunu ancak bu durumun artık değiştiğini vurguladı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Oğuzhan Demir, Elazığ’ın eskiden umut ve iş kapısı olarak görünen bir il olduğunu ancak bu durumun artık değiştiğini vurguladı. Kentimizdeki dikey yapılaşma ile ilgilide görüşlerini belirten Demir, “Elazığ sevdalısıysak yüksek binaların hepsine karşı olmalıyız. Biz dikey yapılaşmaya tepki gösterdiğimiz zaman siz kat arttırdınız bu memlekette. Elazığ’da yap satla uğraşan AKP’lilerin ismini vermiyoruz. İcap ederse veririz birde onların yaptıklarına bakmak lazım. Gönül arzu eder ki kat sınırlaması herkes için getirilsin ve ona da herkes uysun. Yani benim şahsı arsam var oraya 20 kat çıkayım. Devletin arazisi 5 katta kalsın demek olmaz. Bu adil değil. O arsa 30 dönümlük bir arazi, bir diğeri de; şehrin göbeğinde… İşte bu nedenle imara bir disiplin getirilmeli. Maalesef imarın çivesi çıkmış” dedi.
MHP İl Başkanı Oğuzhan Demir ile makamında son derece keyifli bir söyleşi gerçekleştirerek, kentimizin gündemine yönelik son derece bilgilendirici bir röportaj gerçekleştirdik. Başkan Demir söyleşi sırasında; kentimizin gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İşte, Başkan Oğuzhan Demir ile yaptığımız söyleşinin detayları;
18 Mart 2018’de büyük kongreniz olacak, kongre öncesinde çalışmalarınız olacak mı?
Biz İl Kongremizi 41 ille eş zamanlı şekilde tamamladık. Artık bundan sonra 18 Mart 2018’de gerçekleşecek büyük kongremiz için hazırlıklar yapacağız. Aksayan yönlerimizi telafi edeceğiz . Hızlı bir şekilde eksiklerimizi gidereceğiz. Her an seçim olacakmış gibi dipdiri bir teşkilat olacağız. Hem yerelde hem genele de bunu yansıtacağız.
Geçtiğimiz günlerde Elazığ’la ilgili; ‘Dert dinleyen çok çözüm üreten yok’ dediniz ve de Elazığ’da sürekli sonradan ah vah çekildiğini aktardınız. Peki, bunların değişmesi adına neler yapılabilir?
“SİYASİ İRADE ORTAYA KONULMADIĞI İÇİN BAZI FIRSATLARI KAÇIRIYORUZ”
Elazığ’ın sorunlarının çözülmesi için ilk olarak siyasi irade ortaya konulmalı. Bu konulmadığı için bazı fırsatları kaçırıyoruz. Mesela Sütaş fabrikasının buraya kurulması söz konusuydu. Altyapısı oluşturuldu oluşmasına ama bir baktık bu yatırım Bingöl’e kaydı. Şimdi biz Eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a kentimize ziyaretlerinde ona bu konuda sitem etmeden teşekkür edersek ve de bunları gündeme taşımazsak doğru olmaz. O zaman hiçbir yatırımcı Elazığ’da yatırım yapma ihtiyacı hissetmez. Elazığ devlet eliyle Karayolları ve DSİ’nin bölge Müdürlüklerini barındıran bir şehir. Eskiden biz kendimizi Malatya ve Diyarbakır ile karşılaştırırdık. Şimdi onlar hem siyasette hem de ticarette aldı başını gittiler. Son 10 yıldır artık onlarla kendimizi kıyaslayamıyoruz bile. Tunceli ve Bingöl ile kıyaslamaya başladık. Bingöl’de hem ticarette hem de siyasette neredeyse bizimle kafa kafaya yarışacak bir hale geldi. İşte bu gelişim siyasetçilerin şehre getirdiği yatırımla alakalı. Şimdi Elazığ’da 15 yıl önce kapatılmış, satılmış fabrikalardaki iş gücü ile istihdam elde etse Elazığ’da işsizlik sorununun büyük bir çoğunluğu kendiliğinden halledilecek. Elazığ belli bir zaman diliminde göç alan bir şehirdi. Epeyi zamandan beride göç veren ama nüfusu belli bir dengede kalan bir şehir haline geldi. Artık göç almıyoruz. Niye? Çünkü gelen işsiz kalıyor, iş imkanı yok. Elazığ ekmek kapısı ve umut kapısı olarak artık görülmüyor. İşsizlik oranı bu denli yüksek olduğu için Elazığ umut kapısı da ekmek kapısı da olmaktan çıktı.
İşsizliğe bu denli vurgulamışken 2. OSB tam kapasite ile çalıştığı zaman 10 bin kişiyi istihdam edeceği aktarıldı. Siz gerçekten kentimizde 10 bin kişilik bir istihdam öngörüyor musunuz?
“ELAZIĞ İLE UYUMLU YATIRIMLAR GELMELİ”
2.OSB’de yatırım düşünen yatırımcılar 6. bölge imkanlarından faydalanacak. Bunun için orada kısmi bir yatırım meydana gelebilir. Ama biz birinci OSB’deki duruma da bir bakmalıyız. Gerçekten verimli bir işletme var mı yok mu? Fabrikaların çalışma kapasiteleri nedir, ne değildir? Ve Elazığ’a kim yatırım yapacak? Organize Sanayi tabiî ki yapılmak zorunda ancak Elazığ’ın üretimine uygun iş sahaları üzerinde durulmalı. O zaman faydasını görebiliriz. Yoksa bir proje olarak gelir ve ne yazık ki öyle de kalır. İşadamı sonuçta risk alarak bir yatırım yapacak. Ona yetişmiş personel lazım olacak. Bu nedenle kentimizin dokusuna uygun sektörler faaliyet göstermeli.
Sizi daha sık basın karşısında görüyorduk. Son zamanlarda daha az görünmeye başladınız. Bu performans düşüklüğü olarak nitelendirildi. Böyle bir şey söz konusu mu?
“YAPTIĞIMIZ AÇIKLAMALAR SIRADAN OLMAZ”
Son yılımız özellikle teşkilatın içişleri ile mücadele konusunda geçtiği için gündemle nazaran açıklamalarda eskiye nazaran rakamsal olarak düşüşler olabilir. Ama bu performansımızla alakalı bir durum değil. Şehrin gündemine ilişkin icap ettiği zamanlarda gerekli açıklamaları yapıyorum. Yaptığımız açıklamalarda sıradan olmaz. Gündem oluşturacak açıklamalar yaparız.
Küçük Sanayi Sitesi esnafı Güney Çevre Yolu’na taşınmaktan umutlu olsa da bazı çevreler Küçük Sanayi Sitesi’nin oraya taşınmasının yanlış olduğunu düşünüyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
“ESNAFIMIZIN MAĞDUR OLMASINI İSTEMEYİZ!”
Orada iki formül üzerinde duruluyor. Biri Beyyurdu mıntıkası üzerinde tahsis edilecek bir arazi bir diğeri ise Güney Çevre Yolu’nda tahsis edilecek bir arazi. Şimdi esnaf mantığı ile baktığınızda; Güney Çevre Yolu sanayi sitesi için daha uygun. Şehirleşme mantığı ile bakıldığı takdirde ise Beyyurdu daha uygun. Çünkü Güney Çevre Yolu’nun alt kısmı git gide doldu. Yakında üst tarafı da imara açılınca sanayi sitesi yine yerleşkelerin içinde kalır. Bu nedenle şehirleşme mantığı açısından çok uygun değil ama bizler esnafımızın isteklerini dikkate almalıyız. Onların mağdur olmasını istemeyiz. Esnafımız için bakanlık yetkileri büyük bir alanı yaprak esnafımıza teslim edecekler. Şehrin içerisinde kalmayacak şekilde organize edilirse güzel olur. Güney Çevre Yolu hem vatandaş hem de esnaf için daha uygun. Ama ilerleyen zamanlarda yerleşkelerin dışında kalacak bir yapı haline getirilmeli böylesi daha uygun olur.
Kentimizde 30 katlı binaları ucubeye benzettiniz. Peki eski İl Özel İdaresi arsası üzerinde 20 katlı yapıların yükseleceği projeye bakış açınız nasıl?
“İMARA BİR DİSİPLİN GETİRİLMELİ”
O 30 katlı binanın normal şartlar altında; ruhsat alması ve yapılması mümkün değil. İmarına izin verilmesi ve ruhsat alabilmesi için; çekme mesafeleri gerekli ama o yapıda çekme mesafesi tutmuyor. Zemin, o kattaki bir binayı taşıyacak güçte değil. Ama bir şekilde bir kanun boşluğundan faydalanarak yapılmış. Yapan adam; yaptığından dolayı bu memlekete bir fayda sağlamamış. Tamamen ranta yönelik bir yapılaşma. Biz o tür binaların Elazığlı olarak elbette karşısında durmalıyız. Bugün orayı bir prestij mekanı görüp, satın alanlarda dahil; orada bir vebal varsa bu vebalin ortaklarındandır. Arz talep var ki bunu yaptılar. Yakındaki arazilerde 20, 25 kat yüksekliğe izin verilebilecek yerler var. Devletin bu konuda bir kazancı yok. Aynı anda bir binada en azından 60 aile yaşayacak. Civarında buna uygun olması gerekir. Yani o insanların temel ihtiyaçlarının giderilmesi gerekir. Baktığımızda ona dair bir alt yapıda yok. Okul, park alışveriş ve yaşayanlardan kaynaklı atıklar düşünün ciddi bir altyapı ve üstyapı çalışmaları gerektirir. Bunları düşününce gerçekten o yapı ucube gibi. Biz bu konuyu gündeme taşırken de o yapıyı Çimento Fabrikası ile karşılaştırmıştık. Çimento Fabrikası muhakkak taşınmalı. Ama Elazığ’ın ve devletin cebinden minimum bütçe çıkmalı. İl Özel İdaresinin arsasına gelecek olursak oraya yakın 14, 15 hatta 18 katlı mülkler var ve bu yapılardan devletin bir kârı yok. Şimdi onları gördükten sonra bu arazi devletin üç kez ihaleye çıkmış olmamış. Kat karşılığı ihaleye çıkınca 8 firma dosya alsa da tek bir firma teklif vermiş. İhaleye giren bu firma; şartnameye müdahale etme hakkına sahip değil. Bu ihaleden Elazığ’ın ve devletin kârlı çıktığı ortada. Bu ihaleden 70 milyon kâr edildi. Şimdi o mantıkla baktığımızda neden olmasın demekteyiz. Belki daha farklı bir proje çizilebilirdi. Mesela az katlı bir projede tasarlanabilirdi. Ancak bu proje olmuş bitmiş ve bunda Elazığlının kârı da var. E bundan sonra; bu proje olmaz denmesi doğru değil. Bu proje askıya çıktığı an söylenseydi. Şimdi buradan hareketle o zaman bizim düşmanlığımız alan firmaya mı? diye düşündürürüz. Elazığ sevdalısıysak yüksek binaların hepsine karşı olmalıyız. Civarında başka yüksek binalarda var ve bunların kimlerin olduğunu bilip açıklamıyoruz. İcap ederse açıklarız da şimdi onlar yaparken iyi de bu firma aldıktan sonra bu kadar tepkilerin yükselmesi bizden çok para kazanır korkusu ile mi yapıldı, bilemiyoruz. Eğer proje aşamasında yapılsaydı; belki bu proje iptal edilirdi. İhale olmuş bitmiş, 100 milyonluk arsa olmuş 180 milyon ve de satılamama riski ortadan kalkmış. Şimdi bir dikey yapılaşma gündem oldu. Biz dikey yapılaşmaya tepki gösterdiğimiz zaman siz kat arttırdınız bu memlekette. Elazığ’da yap satla uğraşan AKP’lilerin ismini vermiyoruz. İcap ederse veririz birde onların yaptıklarına bakmak lazım. Gönül arzu eder ki kat sınırlaması herkes için getirilsin ve ona da herkes uysun. Yani benim şahsı arsam var oraya 20 kat çıkayım. Devletin arazisi 5 katta kalsın demek olmaz. Bu adil değil. O arsa 30 dönümlük bir arazi, bir diğeri de; şehrin göbeğinde… İşte bu nedenle imara bir disiplin getirilmeli. Maalesef imarın çivesi çıkmış.
Geçtiğimiz haftalarda BBP İl Başkanı Alpay Gökçe; otogarın kentimize yakışmadığını belirtmişti. Siz bu konuda ne düşünmektesiniz?
“TABELA DEĞİŞMEKLE İŞİN İŞLEYİŞİ DEĞİŞMİYOR”
Sanayi Sitesi taşındığında yeni bir mimari ile; mevcut otogarın orada kalmasının esprisi yok. Kullanılan güzergahta merkezi değil. Bir de gerçekten Elazığ’a yakışmıyor. Taşıma sektöründe iş yapanlarında durumu iyi değil. Oradaki işletmeler %20 kapasite ile çalışıyor. Uçakların alternatif olması otobüsle yolcu taşıma işini bir hayli sekteye uğrattı. Birde onlara terminal yetersizliği yaşarlarsa sıkıntıları hepten artar. Güney Çevre Yolu’nda tahsisli bir arazi söz konusu olabilir. Buraya iyi bakılması gerekir. Sonuçta tabela değişmekle her şey bitmiyor. Yani işin işleyişi değişmiyor.
İyi Partinin yönetiminde geçmişte MHP’de İlimizde üst düzey görevler icra etmiş isimler var. 2019 seçimlerinde yerelde bu MHP’nin oylarını sizce ciddi oranda azaltmayacak mı? Bu konuda endişelenmiyor musunuz?
İYİ PARTİ’YE AĞIR SUÇLAMALAR
Partileşme olursa ne olur ne biter denilmekteydi. Partimizden başka partiye gidenler zaten 1 Kasım seçimlerinde aktif çalışmamış ya da çalışır gözüküp MHP’ye oy dahi vermemiş isimlerdir. Ülkücünün adresi Milliyetçi Hareket Partisidir. Parti içerisinde mücadele doğaldır. Ama bu parti içerisinde kalır. Başka şekilde partileşmeye tenezzül eden insanlar kendilerini geçmişiyle sorgulasınlar. Türkiye’nin bir çok ilinde Fettullahçı yapılanmanın desteklediği bir partidir. İlimizde de öyledir. Arkadaşların geçmişte yaptıkları hizmetler kendilerini aklamaz. Ülkücü harekette görev almak nimet ve şereftir. Artık bizden giden insanların geçmişin şerefli unvanlarını kullanmasının bir anlamı yok. Gittikleri yerlerde kendilerini anlatsınlar. Bu isimler zaten yoklardı. Bu nenenle herhangi bir oy kaybı yaşatacaklarına inanmıyorum. Elazığ’da 1 Kasım seçimlerine bakın o seçimlerde partimizin vekil kaybedilmesine çanak tutan, gayret eksikliğinde bulunan yetkililerin büyük çoğunluğu karşıya gitmişse; onlar önce kendilerini sorgulasınlar. O zaman yapabilecekleri ne vardı ve ne yaptılar her şeyi Genel Başkana mal etmek yanlış. Bugün bu ülke halen demokrasi ile yönetiliyorsa 15 Temmuz hain darbe kalkışması başarılı olmamışsa bunu Devlet Bahçeli’ye borçluyuz. Sayın Genel Başkanımız risk aldığında kendilerinin Genel Başkanı ne yapmıştır? O MHP’de kongre için tomalara karşı çıkan, devlete karşı çıkan hanımefendi 15 Temmuzda nerededir? Neden bir tankın üzerinde değildir? Niye vatandaşın demokrasi için mücadele vermemiştir? Hep mücadele MHP’ye karşı mı? Biz bu sorularımızı soruyoruz. Cevaplarını da versinler. Devletin mahkemesi bu kongre yapılamaz derken; provokatör bir şekilde, polise karşı durup bu kongre olacak diyenler ve devlete karşı çıkanlar, ülkücü hareketi gerip birbirine düşürenler 15 Temmuzda neredeymiş?
Oyunuzun düşmeyeceğini öngörüyorsunuz öngörmesine de Ağın Belediye Başkanı Yılmaz Serttaş’ı da partinizden ihraç ettiniz. Oysa Ağın İlimizde tek kazandığınız Belediyeydi. 2019 seçimlerinde tekrar Ağın’ı kazanabileceğinizi öngörüyor musunuz?
“TEK BELEDİYE BAŞKANIMIZ OLMASI DİSİPLİNSİZLİK HAKKI VERMEZ”
İlimizde MHP’nin kazandığı tek belediye Ağın olması neticesi Ağın Belediye Başkana disiplinsiz hareket etme hakkını vermez. Partimizde siyaset yapanların uyması gereken kurallar partimizin tüzüğünde belirlenmiştir. Bunun dışında hareket edip hem de MHP’de kalırım diyemezler. Nitekim bizim talebimiz doğrultusunda hakkında disiplin soruşturması başlatıldı ve de partiden ihraç edildi. Biz kendisini ihraç ettik. Sonrasında çıkıp ben istifa ediyorum dedi. İhraç edilen birinin istifa açıklamasının da anlamı yoktur. Yani kibarca söyleyeyim o tarz disiplinsizce davrananlar bu partiden atılırlar. Kendisi Ağın Belediye Başkanı Ağın’a nasıl daha iyi hizmet sunarım gayretinde olmalıdır. Onun haricindeki işler için parti tüzüğüne uymak zorundadır. Eğer bu partide görev yapacaksa. Kazanırız, kaybederiz bu bir nasiptir. Daha öncede 1999 ve 2004 yıllarında bizdeydi. Nasip olursa yine yönetilir. Yani onun şahsına münhasır bir durum değil. O olmayınca Öldük, bittik demiyoruz zaman ne getirir ne götürür onu göreceğiz.
Belediye Meclisinde MHP’li Meclis Üyeleri; Vergi Gelirlerine bile red oyu kullanmışlar. Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, Belediye de bir uyum olsa da MHP’lilerin sadece muhalefet yaptıklarını aktardı. Gerçekten Vergi gelirlerine neden itiraz edildi?
“HER ŞEYE MUHALEFET ETMEYİZ”
Partimizin Mecliste sandalye sayısı dokuz. Geriye 28 sandalye; Adalet ve Kalkınma Partisinin bu nedenle MHP her konuya itiraz etse bile bir konunun red edilmesi ve de kabul edilmesine yeterli çoğunluğu yok. Yani vatandaşın durumunu düşünerek karşı duruyoruz. Muhalefet olarak görevimizi yapmalıyız. Bunun için bizi bahane etmelerine gerek yok. Hizmetlerini yapsınlar. Vergi gelirleri vatandaştan alınacak ve de oranında bir sıkıntı vardır ki ve de toplumun genelinin menfaatine uymuyordur. Ondan dolayı muhalefet yapılmıştır. Her şeye de muhalefet etmeyiz. Ortak çalıştığımız konularda oldu.
Kente genel anlamda bürokratlar ve siyasiler arasında bir uyum var mı? Yeni Valimiz Çetin Oktay Kaldırım, İlimize geldiğinden beri İlimizde bir hareketlilik oldu. Siz Vali Kaldırım’ın çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
“AYNI EFOR YÖNETME YETKİSİNE SAHİP SİYASİLERDE DE OLSA ŞEHRİMİZE ARTISI OLUR”
Sayın Valimiz gerçekten gayretli birisi. Elazığ’a nasıl faydalı olurumu düşünen ve o konuyla elinden gelen gayreti yapan biri. Yönetme yetkisine sahip olan siyasetçilerinde açıklarını kapatan bir eğilimi var. Aynı efor yetki almış vekillerde ve de AKP’li yöneticilerde de olsa; Elazığ’ın kesinlikle artısı olur. Sayın Valimizi takdir ediyoruz.