Elazığ'da 'Sahibinin Sesi' Olmak Moda mı Oldu?
Elazığ'da son dönemde bazı isimlerin özgün fikir üretmeden sadece belirli yapıların sesi olarak hareket etmesi eleştiri topluyor. Şehre dair çözüm ve vizyon ortaya koyamayan bu yaklaşımların aksine, Elazığ halkı artık üreteni, düşüneni ve yön tayin edeni önemsiyor.
Sahici Sözü Olmayanlar Sahnenin Gerisinde Kaldı
Elazığ’da başkasının kayığına binerek yazıp çizme işi son dönemde moda oldu. Bu zat-ı muhteremler bazen sahibinin sesi, bazen de bir yapının tercümesi olmaktadırlar. Dertleri memleketin sorunları değil, dertleri bir yapının sesi olarak varlıklarını devam ettirmek. Bunlar baskıcı olduğu için ne gelirse onu basmaktadırlar. Şehre ilişkin kendi düşünceleri yoktur, kendi hayalleri yoktur. Şehirle ilgili bir dertleri de yoktur.
Memleketin Derdi Değil, Yapıların Söylemleri Ön Planda
Eğer birileri arzu etmişse, yapılan hizmetleri görmezden gelme, kendince hafife alma yani hizmetleri küçümsemeye çalışırlar. Bunlar vizyon olamaz, olmaz da. Dünya gerçekleriyle bağları da hiç yok. Tek gerçekleri, bağlı oldukları yapılar.
Kendilerine Ait Fikirleri Olmayanlar Yön Belirleyemez
Kendi akıllarıyla değil, talimatla konuşurlar. Şehre dair özgün tek bir fikirleri yokken, kendilerini kanaat önderi gibi sunmaya çalışırlar. Oysa söyledikleri cümleler, başkalarının yazdığı senaryolardan ibarettir. Bunların kendileri aslında ayrıntıdır, kimse de dikkate almaz, talimat aldıkları hariç.
Elazığ, Sahici Olanı Anlar ve Sahiplenir
Şehre ilişkin ne bir çözüm üretirler ne de yapıcı bir eleştiride bulunurlar. Sadece kendilerine uymayanlara itiraz ederler; kendileriyle ilgilenenleri de göklere çıkarırlar. Fakat unuttukları bir şey var: Bu şehir, kim ne derse desin, üreteni, emek vereni, derdi olanı bilir ve sahiplenir. Gerçekleri perdelemeye çalışanlar, bir süre sonra kendi karanlıklarında kaybolurlar. Kim ki bu şehir için hayal kurmuyorsa, hayal kuranlara yersiz göndermeler yapıyorsa, onun konuşmaları da yazdıkları da şehir için kıymetsizdir. Kendi düşüncesi olmayanlar, başkasının etrafında savrulmaya mahkûmdur. Elazığ ise artık savrulanları değil, yön tayin edenleri biliyor, seviyor ve de sahipleniyor.