Vehbi Coşkun

Elazığspor'a Rakip Hakemler?

Vehbi Coşkun

İç saha sıralamasında K.Karabükspor’dan sonra “en başarısız” 2. Takım Elazığspor!..

Deplasman başarısının aksine, evinde oynadığı bir maçı daha kaybetti bordo-beyazlı temsilcimiz ve Kırklarelispor’a da yenildi iç sahada…

Bu maçın analizine başlamadan, daha evvel yaşanan teknik heyet değişikliğine baktığımızda; “iddia ediliyor” diye yazdığım gelişmenin gerçek olduğu anlaşıldı ve yere göğe sığdırılamayan Teknik Direktör Levent ERİŞ’in Elazığspor’dan istifa etmeden önce GMG Kastamonusporla masaya oturduğu ortaya çıktı!..

Elazığspor’un Teknik Direktör Orhan KAYNAK’la sözleşme imzalamasından sonra Levent ERİŞ’in GMG Kastamonusporla anlaştığı duyurulduğu için, bu etik olmayan gelişme zamanlamaya bakılınca “normâl” bir haber olarak karşılandı?

Oysa, sezon başında yaşanan istifa krizinde; Elazığspor’u çok sevdiğinden sözde birçok güçlü kulübün teklifini kabul etmediği masalı anlatılıyordu Levent ERİŞ’in!..

Aslında; Adanaspor’dan gönderildiği için o dönem Elazığ’a gelen Levent ERİŞ’in, üstelik ligden çekilen bir takımda yaklaşık 1 yıl görev yaptıktan sonra, ayrılırken de 3-2 mağlup ettiği GMG Kastamonuspor’la biri Bayburt erteleme maçı, öteki de KT Konya olmak üzere bir hafta da alınan 2 yenilginin ardından alelacele masaya oturduğu ve Elazığspor’dan ayrılmadan rakip bir takımla anlaşmaya vardığı bilinmeli!..

Elazığspor’u karşılıksız / çıkarsız, gönülden sevenler başta olmak üzere, “saf” yerine konulmamalı bu toplum ve kimsenin aklıyla alay edilmemeli?..

***

Elazığspor’un, bu ortamda “Elazığlı” bir teknik adamla olmadıktan sonra, sözleşme imzalamak için tercih ettiği Orhan KAYNAK ismi, bence isâbetli bir tercihti…

Bırakın, istifa ederek şehri terketmek ve mülkî âmirin özel çağrısına uyarak Elazığ’a dönmek gibi “sansasyonel” bir girişime soyunmayı, Orhan KAYNAK yakın geçmişte tamamen sefilleri oynayan bir Elazığspor’u koskoca bir lig maratonunun yarısını tamamlamadan ve oyuncu kadrosu tamamen dağılmadan, yüzüstü bırakmamış ve kaderine terketmemişti?

Orhan Hoca’nın toplum, taraftar, yerel medya vb paydaşlarla iletişimi ve davranış biçimi de bir teknik adamın taşıması gereken özelliklerle bire bir örtüştüğü için, Elazığspor’un tercihi doğruydu tabii…

Elbette, Elazığ’ı ve Elazığspor’u tanıyan ve hâlen forma giyen gençleri şans vererek profesyonel takıma kazandıran bir Teknik Direktör olarak Orhan KAYNAK ismi, sezon içerisinde ve müsabaka döneminde “uyum” sorunu yaşatmayacağı gibi, birçok açıdan da “avantaj” kazandıracak bir seçim oldu bordo-beyazlı takıma…

Sıraladığım ve izâha çalıştığım bu hususlar dolayısıyla, Kırklarelispor karşısında alınan mağlubiyete bakmadan ve her zaman olduğu gibi sonuca göre yorum yapmaktan özenle kaçınarak, Teknik Direktör Orhan KAYNAK’a hoşgeldin diyor, başarılar diliyorum.

***

İşte bu şartlarda göreve başlayan ve Eyüpspor’a 3-2 yenildiğimiz maçı tribünden izleyen Orhan KAYNAK, Ziraat Türkiye Kupası’nda İstanbulspor’la oynanan maça Elazığspor’un başında çıkarken, dizilişte ve oyuncu tercihlerinde yaptığı değişikliklerle dikkât çekti…

Hatta, Orhan Hoca ilk kez bu sezon bir müsabakada 5 oyuncu değişikliği hakkının tamamını kullanarak, Levent ERİŞ’e sözde güvendiği gençleri sahaya süremediği için yaptığım eleştiriyi hatırlamama da vesile oldu ve belli ki oyuncularının son durumunu görmeye gayret etti!

Tarsus’ta, İstanbulspor Maçı kadrosundan birçok eksik olmasına rağmen kimsenin ummadığı bir deplasman galibiyetine imza atan Elazığspor, belki teknik adam değişikliğiyle futbolcuların son bir gayretle performanslarını artırma çabalarının da etkili olduğu bir sonuç aldı?

İzleyemediğimiz için, Tarsus galibiyetini yorumlayamayacağım tabii?

***

TFF’nin açıkladığı “3 Puan silme” cezâsına üzülen, Tarsus’ta elde edilen 3 Puan’a da sevinen Elazığspor, geçen sezondan beri sürekli vurguladığım “yetersiz ve alternatifsiz” ayrıca da belli ve az sayıdaki isimler dışında “tecrübesiz” oyuncu kadrosuyla mücâdele ederken belli ki çok zorlanacak ve bir üzülüp bir sevinerek, iç saha veya deplasmanda istikrarı kolay sağlayamayacak!

Kırklarelispor karşısına hasta olan Kadir BEKMEZCİ ile Selim ve sakatlıkları devam eden Muhammed ile İzzet’ten yoksun çıkan bordo-beyazlı takımı, Teknik Direktör Orhan KAYNAK; 4-2-3-1 dizilişiyle sürmüştü sahaya…

Kalede Ahmet, 4’lü Savunma’nın sağında Ömer Faruk, solunda Hebat, tandemde Yiğitcan ile Onur 2’lisi, çift önliberoda Kadir TAŞOĞLU ile Murat CEYLÂN, önlerinde sağda Tufan, forvet arkasında Cengizhan ve solda Yusuf Ensar’dan oluşan orta 3’lü, tek santrafor olarak da Ömer YILDIZ’dan kurulu Elazığspor, önceki maçlara oranla daha farklıydı elbette!..

Orhan Hoca, Yiğitcan’a tandemde yer açarken, sezon başından beri bu mevkîde başarılı olan Ömer Faruk’u sağ beke kaydırarak, savunmanın sağındaki aksamayı giderdi.

Hebat, sol bekte savunma prensiplerine uygun şekilde istenilenleri yaptı.

Cengizhan’ı forvet arkasında oynatarak bu oyuncunun özelliklerine uygun hareket eden Orhan hoca çok haklıydı ama, bordo-beyazlı takımın atak başlangıçlarında mutlaka katkısı olan Cengizhan, yaptığı aşırı top kayıplarıyla âdeta artılarını eksiye çevirdi?

Tufan’ın ofansîf yanının ağır bastığını düşünen hoca, bu oyuncuyu sağ önde oynatarak sürpriz yaptı ama, Tufan savunmanın sağ kanadına yardım etse de, topu kullanmada istenilen verimlilikten çok uzaktı?

***

Maça iyi başlayan ve ilk yarı boyunca rakip kaleye daha etkili ataklar geliştiren Elazığspor, Kadir TAŞOĞLU ile Cengizhan’ın mesafe tanımaksızın attıkları şutlarla dikkât çekti.

Rakip ataklarda herkesin topun arkasında olma gayreti, daha önce dile getirdiğim şekilde sağ ve sol önde oynayanların savunmanın sağ ve solunda görev yapan arkadaşlarına yardım etmeme eksikliğini gidermiş görünmeleri ve ideâl biçimde olmasa bile takım savunmasına katkıda bulunmaları, kaybedilen bir maçta Elazığspor adına altı çizilmesi gereken artılardı!..

***

Bordo-beyazlıların aşırı pas hataları sonucu özellikle de Cengizhan, Tufan, Murat CEYLÂN ve Kadir TAŞOĞLU ile yaptığı top kayıpları, 2’li mücâdele kazanamama, topa ve oyuna hâkim olamama, sayısız “duran top” kullanma fırsatından yararlanamama ve de direkt sonucu etkileyen finâl paslarındaki ve bitirici vuruştaki beceriksizlikler, Elazığspor’un rahat kazanacağı bir maçı kaybetmesine sebep olan eksilerimizdi!..

Bu arada Orhan hoca da; 70. Dakika’da sakatlanan Yusuf Ensar’ın yerine Cihan ASLAN’ı alıp çift santrafora dönerken, Cengizhan’ı sol kanada kaydırdı.

77’de Murat CEYLÂN’ın yerine Cihan CANPOLAT’ı oyuna süren teknik adam, nedense aksayan Tufan’ın yerine de Eren’i almadı ve yalnız 2 oyuncu değişiklik hakkını kullandı?

Şurası muhakkak ki Kırklarelispor Maçı’nda da özellikle Kadir BEKMEZCİ ile Muhammed ILDIZ’ı çok aradık, bu iki deneyimli ismin yanı sıra İzzet de bu takıma lâzım!

Özellikle tecrübesiz gençlerden oluşan kulübeye bakıp, maçı çevirecek oyuncu bulamayan teknik heyet, “gelişim antrenmanları yaptırıyor” denilen tecrübeli teknik adam Levent ERİŞ’in hazırlık döneminde temel kuvvet çalıştırmadığı belli olan, bu nedenle de sürekli sakatlık yaşayan Muhammed ile İzzet’ten verim almak için bir çözüm bulmalı!

***

Müsabakanın ilk yarısında rakibine bir karambol fırsatı dışında gol pozisyonu şansı vermeyen Elazığspor, maçı lehine çevirebilecek 3 net pozisyonu da gole çeviremedi ve hakemin uydurma kararından kaynaklanan bir frikikten yediği hatalı gole boyun eğdi?

Özellikle 2. Yarı’da da Tufan’la iki mutlak gol pozisyonunu kaçıran Elazığspor, bir pozisyon dışında kalesinde tehlike yaşamazken, kapanan Kırklarelispor savunmasını açamadı ve rakibin direncini kıramadı!

***

Bu sezon kendi hata ve eksikleri dışında çok kötü yönetim sergileyen ve puan kayıplarına sebep olan birçok hakemle de en az rakipleri kadar mücâdele etmek zorunda kalan Elazığspor, ne yazık ki âleni şekilde yapılan haksızlıkları önleyemiyor ve Elazığ gibi sâhipsizliğine yanıyor!

Kötü örneklerin en berbatı olan Elazığspor-Kırklarelispor Maçı hakemi, bırakın maçı akıcı hâle getirmeyi, kendini yere atıp da avazı çıktığı kadar bağıran her rakip oyuncuyu çaldığı düdükle âdeta ödüllendirirken, alınmasınlar ama çaldığı gereksiz düdüklerle trafik polislerini de gece bekçilerini de hiç aratmadı!

***

Elazığspor’un uğradığı haksızlıklar, yerel medyaya dert yanmakla önlenemez!

Özellikle teknik heyet ile futbolcular, hakemlerle yersiz diyaloğlara girerek, sahada gerçek performanslarını sergilemekten uzaklaşmamalı?

Elazığspor’un hakkını koruması gerekenler de, tribünden bağırmak ya da kameralara dert yanmak yerine, varsa ağırlıkları bordo-beyazlı takımın hakkını korumak için bir ân önce gerekli mercîler nezdinde girişimlerde bulunmalı!

Yazarın Diğer Yazıları